Bakan Çavuşoğlu, İslamofobi, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık dahil her türlü insan hakları ihlaliyle mücadele ettiklerini söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 10 Aralık İnsan Hakları Günü münasebetiyle bir mesaj yayınladı.
Bakan Çavuşoğlu, dünyada tam barış ve istikrarın insan haklarına saygıyı temel alan uygulamaların yaygınlaştırılmasından geçtiğini vurguladı.
Türkiye’nin insan hakları ihlallerine karşı savaşı
Çavuşoğlu, Türkiye’nin vatandaşlarının ve ev sahipliği yaptığı milyonlarca insanın haklarını koruma ve geliştirme çabalarını kararlılıkla sürdürdüğünü vurguladı:
Uluslararası topluma örnek olmaya devam ediyoruz.
“Türkiye, dünya çapında İslamofobi, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık dahil her türlü insan hakları ihlaline karşı verdiği mücadelede uluslararası topluma örnek olmaya devam ediyor.
Ayrıca insan hakları tartışma masasında önemli inisiyatiflerin oluşmasına öncülük ederken bir yandan da bu alanda ihtiyaç sahiplerine etkin ve hızlı bir şekilde ulaşıyor.
Barış ve adalet vurgusu
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Birleşmiş Milletler tarafından kabulünün 74. yıl dönümünü kutluyor, evrensel değerlere dayalı insan haklarının hakim olduğu, tüm dünyada barış ve adaletin hakim olduğu, kurallara dayalı düzenin hakim olduğu bir dünya diliyorum. güçlendirilmiştir. “
İHA’nın haberine göre Dışişleri Bakanı, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilmesinden bu yana farklı coğrafyalarda insan hakları ihlallerinin ve insani krizlerin devam ettiğini belirterek, şu açıklamalarda bulundu:
“Uluslararası toplum, kaynaklarını insanlığın ortak refahı için kullanmalıdır.”
Bu ihlaller ve krizler sadece meydana geldikleri ülkeleri tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda küresel barış ve istikrarı da tehdit ediyor.
Dünyada barış ve istikrarın sağlanması, insan haklarına saygıya dayalı uygulamaların yaygınlaştırılması ve çeşitli coğrafi bölgelerde insan hakları ihlalleri ve insani krizlerle etkin bir şekilde mücadele etme fırsat ve kabiliyetlerinin geliştirilmesi ile yakından ilgilidir.
Uluslararası toplumun insanlığın ortak refahı ve mutluluğu için elindeki tüm imkanları kullanması gerekmektedir. Küresel ve bölgesel kuruluşların yapıcı, iyileştirici ve önleyici rollerine ve çabalarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın