medyauzmani.com
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Dörtlü Stratejisi – Gündem Haberleri

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Dörtlü Stratejisi

İktidara gelmeleri halinde 6 ay içinde Türkiye’yi uçakla alacaklarını defalarca dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, dörtlü stratejisini İzmir’de açıkladı.

Türkiye tarihinin en önemli seçimlerine hazırlanıyor.

Seçim sürecinde adaylar şekillenmeye başlarken nabzı da yüksek.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, aylar önce açıklanan Cumhur İttifakı’nın adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gözleri önünde görevden alındı.

Programın altı masa lideri de İzmir’de düzenlenen İkinci Yüzyıl İktisat Konferansı’na katıldı.

dörtlü stratejisini açıkladı

Burada bir konuşma yapan Altı Masa’nın cumhurbaşkanı adayı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara gelmesi halinde izleyeceği dört ayaklı stratejiyi açıkladı.

“Türkiye’nin çip üreticisi olacağız” vurgusuna dikkat çekildi

ikinci durak türkiye üretti Kılıçdaroğlu, çip üretimine başlık altında değiniyor. “Türkiye’nin 21. yüzyıldaki temel hedefi bilimde, sanayide ve teknolojide çip üreten bir ülke olmaktır.” Veriler dikkat çekiciydi.

Yerli çip üretimi ile tanıtıldı

Ancak Kılıçdaroğlu’nun söz verdiği yerli cips üretimi geçen yıl gerçekleşti.

Teknolojinin yerlileştirilmesinde önemli adımlar atan TÜBİTAK ve ASELSAN, tamamen yerli ve milli imkanlarla ürettikleri lazer dedektörlü sinyal amplifikasyon çipli işlemciyi tanıttı.

Kılıçdaroğlu’nun dörtlü stratejisi bu

Millet İttifakı’nın çizdiği strateji hakkında bilgi veren Kılıçdaroğlu, şu verileri kullandı:

Sütun Bir: Güçlü Demokrasi.

Birinci ayak, güçlü demokrasi ve güçlü parlamenter sistem… Altı lideri bir araya getiren temel felsefenin merkezinde demokrasi yatıyor. Demokrasinin gelişmediği hiçbir ülke gelişmemiştir. Yani dünyaya baktığımızda kişi başına düşen gelirin en yüksek olduğu tüm ülkelerde iyi bir demokrasi anlayışı ve geleneği var.

Kuvvetler ayrılığını sağlamak zorundayız. Yasama, yürütme ve yargı erklerini iyi işleyen, birbirini denetleyen erklere dönüştürmek zorundayız. Sağlıklı işleyen bir demokraside hiçbir bölge kontrol dışı değildir. Her alan kesinlikle kontrol edilir. Parlamentoda denetlenir.

Özgür medya… Özgürlüğün olmadığı yerde demokrasi olmaz. Medya da özgür olmalıdır. Bunun altyapısı koşulsuz sağlanmalıdır. Demokrasilerde kontrolden çıkmış güç yoktur. Siyaset kurumu halkına karşı hesap verebilir olmalıdır. İktidardakiler halka hesap vermiyorsa demokrasi yoktur.

Demokrasinin varlığı halktan toplanan vergilerin hesabını halka vermek ve devlette şeffaflığı sağlamaktır.

Ümmet İttifakı olarak dedik ki; Ulusal Vergi Konseyini kuracağız. Ulusal Vergi Kurulu, her yıl toplanan 85 milyon dolarlık verginin nereye harcandığına ilişkin bir rapor yayınlayacak. Resmi Gazete’de yayınlanacak ve Türkiye’de herkes öğrenecek. 6 Lider altında imzalanan bu taahhüdümüzü gerçekleştirdik.

İkinci durak: Türkiye’nin üretimi

Herkesin ürettiği güçlü bir Türkiye inşa edeceğiz Türkiye dışarıya elini açmıyor. Türkiye üretimi Gerektiğinde komşularına ve dünyaya yardım edebilecek güce ve yeteneğe sahip bir Türkiye demektir.

Neyi nasıl üreteceğimizi çok iyi bilmek zorundayız. 21. yüzyıl ekonomisi tarımsal-endüstriyel bir ekonomi değil, bir bilgi ekonomisidir. Hangi ülke bilgi üretirse üretsin, o ülke hızla büyüyor ve gelişiyor. Üniversitelerde bilgi üreteceğiz. Dolayısıyla bizim yönetimimizde üniversitelerde her türlü fikir özgürce kabul edilecektir.

Hiç kimse sırf farklı düşündüğü için üniversiteden atılmayacak. Üniversiteler bilgi merkezleri olacak. Üniversitelerin ürettiği bilgi, sanayiciler tarafından somut mallara dönüştürülecek.

Açık ve net bir şekilde ifade edeyim ki, millet ittifakının yetkisi altında başkalarının pazarı değil, meta üreten ve dünyaya ihraç eden bir ülke olacağız. İddiamız güçlü ve kuvvetlidir.

20. yüzyıl petrol yüzyılıydı ve petrol savaşları vardı. 21. yüzyıl çip savaşlarıdır. Çipi kim üretecek? Çipi nerede üreteceğimize biz karar vereceğiz. Yani bilgiyi üretenler karar verir. Türkiye’nin 21. yüzyılda temel hedefi bilimde, sanayide ve teknolojide çip üreten bir ülke olmaktır. Hedefi yükseğe koyacağız ve o hedefe mutlaka yaklaşacağız.

Üçüncü sütun: sosyal statü

Güçlü bir sosyal devlet kuramazsak, istediğiniz kadar üretemezseniz, adil paylaşmazsanız, toplumun bir kesimi fakirleşirse huzur olmaz. Orada bolluk yok. Barışın varlığı, yaratılan kaynağın adil dağılımına bağlıdır. Yani hiçbir aç çocuğun uyumadığı güzel bir Türkiye’yi demokrasiyle yeniden inşa edebiliriz.

Bugün Türkiye’deki sosyal durum ciddi şekilde yaralanmıştır. Özellikle son 5-6 yılda milyarlarca dolarlık kaynak, düşük gelirli gruplardan bir avuç yüksek gelirli gruba aktarıldı. Yoksullaşma süreci tabanda başladı

Dördüncü Sütun: Sürdürülebilirlik

Çok güzel bir demokrasi getirdiniz. Ürettiniz, medeni hal yaptınız ama durduğunuz andan itibaren hemen geri dönüyorsunuz.

Sürdürülebilirliğin anahtarı hükümette liyakattir. Yani birikimi olan kişiler devlet idaresindedir. Diğer bir deyişle, üniversitelerde tecrübesi ve üretimi olan insanlar var demektir.

Değişime ayak uyduracak mıyız yoksa yol gösterecek miyiz? Buna karar vermeliyiz. Değişime ayak uydurmak istemiyoruz. Onlar yaptı, biz de yapacağız. hayır! Bizi takip etmelerini sağlayalım. Devletin kurumları vardır ve bu kurumların kendi kültürleri vardır. Tarihsel süreçte bu kültür o kadar güçlenir ki sıcak siyaset müdahale edemez.

Eğitim, sürdürülebilirliğin temel anahtarlarından biridir. Eğitim yeniliklere açık olmalıdır. Eğitim merak uyandırmalıdır. Merak duygusunu artırır, çocuğun hayatı sorgulamasını sağlarsanız, Türkiye hızlı büyümenin ve sürdürülebilirliğin önünü açar.

Eğitim sisteminde de köklü değişiklikler yapacağız. Çocuklarımızın ilgilerini çeken ne varsa keşfedebilecekleri alanlar olacak.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın